İslamKuran - Sünnet

Merhamet ve Af – Nouman Ali Khan

Kuran'dan Cevherler Serisi 1. Bölüm

Nouman Ali Khan’ın “Kuran’dan Cevherler” derslerinden 10 bölümlük bir yazı serisi.

Bismillah’ir- rahmanir-rahim
Beyyinah Enstitüsünde ikinci defa “Arapça 201” dersini almak nasip oldu elhamdüllillah. Maşallah Nouman Ali Khan her dersin son 10 dakikasını Kur’an’daki cevherlere ayırmayı sünnet haline getirdi. Ben de inşaallah derslerin sonunda kendisinin paylaştığı 9 cevheri sizlere aktaracağım.

Amatullah – Tayyibaaat

Birinci Bölüm: Merhamet ve Af

Sebe suresinin ikinci ayetinden. Allah azza ve cella buyurur ki;

يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا ۚ وَهُوَ الرَّحِيمُ الْغَفُورُ
“Allah, yere gireni, yerden çıkanı; gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, çok merhamet edici çok bağışlayıcıdır.”

Kur’an’ı Kerim’e Allahu Teala 7’den fazla yerde “O çok merhamet edici ve bağışlayıcıdır” (Al Gafur’ur-Rahim) ifadesini kulanır. Üstteki ayette önce Rahim sonra Gafur isminin zikredilmesi tüm Kur’an içindeki yeğane örnektir (Ar Rahim’ul Gafur)
Bunun sebebi nedir?
İmam İbn’i Kayyım buyurmuşlardır ki; “Eğer Kur’an’daki “ilim” meselesini araştırırsanız, Allah-ı Teala’nın ilimle birlikte merhameti zikrettiğini göreceksiniz.”

Mesela; “Rabbimiz, Sen herşeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuşattın.”(40:7)
Akl-ı selim sahibi (ar-raaskhoon) olanların duası ise:

رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً
“Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bağışla. Muhakkak ki sen, Vehhab’sın (vehbi olarak bağışlayansın). (Al-i İmran, 8. Ayet)

Aşağıda bahsedeceğimiz üzere, Allah u Teala’nın Sebe suresine يَعْلَمُ (yağlamu) ile başlamasıyla Rahim sıfatını önce zikretmesi arasında doğrudan bir alaka vardır.

Kur’anda geçen Gafur ve mağfiret (affedici olma) ifadesini incelediğimiz zaman, onun insanlarla birlikte ele alındığını anlıyoruz. Mesela; Nuh Aleyhisselam inanmayan kavmine dedi ki;

فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا
“Artık Rabbinizden mağfiret dilediğinizi söyleyin. Muhakkak ki O, Gaffar’dır (mağrifet edendir).” (77:10)

Sebe suresinde ki ayet doğrudan insana mı hitap etmektedir? Yeryüzünden bahsedilir, gökten ne çıkacağı, ne ineceği… İnsandan dolaylı olarak bahsedilmiştir, biz bu dolaylı hitabı inceleyerek neden Rahim’in Gafur’dan önce bahsedildiğini görebiliriz.

Nasıl yani?

يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ  “Allah, yere gireni bilir.”
Toprağa tohum ekiyoruz, dahası, bir gün toprağın içine gireceğiz. Toprağa girdiğimiz zaman, Ar Rahim’in rahmetine muhtaç olacağız.

وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا  “ve yerden çıkanı bilir.”
bitki toprakta yetişir, dahası, biz de bir gün toprakta çıkıp yeniden dirileceğiz. Dirildiğimizde (topraktan yeniden çıktığımızda) Al-Gafur’un mağfiretine (affına) muhtaç olacağız ve onun için dileneceğiz.

وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ “gökten ineni” bilir.”
Yağmur üzerimizde bir rahmettir, vahiy gökten gelir o da ayrıca üzerimizde rahmettir, bizim rızkımız gökten gelir ki o da üzerimizde rahmettir.

وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا “oraya (göğe) yükseleni bilir.”
Göğe yükselen nedir? Dualarımız, ruhlarımız ve eylemlerimiz. Bu üç durumun hepsinden Allahu Teala’dan neyi dileniriz? Dua ve eylemlerimizin kabulu ve ruhlarımızın affı için mağfiret (af).

Sonra Allahu Te’ala ayeti bu kelimeler ile bitirir : وَهُوَ الرَّحِيمُ الْغَفُورُ “O çok merhamet edicidir. Çok bağışlayıcıdır.”
Bu ayetin her bir kısmı Allahın bu iki isminin tezahür ettiği sırayla ilişkilidir.

Subhanallah.
Ayetlerin çok fazla tekrarı ve bir çok surede aynı ayetin zikredilmesi Kur’an’a yönelik en büyük eleştiridir. Fakat Kuran’ı dikkatli inceleyip, hakiki manada üzerinde düşündüğümüz zaman, aslında çok az tekrar olduğunu göreceğiz. Bu kelimeler sıradan kelimeler değildir, onlar derin bir hakikate sahip ilahi kelimelerdir.

Bu konuşmada 2 kısım vardır:
1. İçerik (muhteva): Ne söylediğin. Kur’an ilahi bir içeriğe sahiptir.
2. Anlatım tarzı (üslup): Nasıl söylediğin. Kur’an bu içeriği derin ve harikulade bir anlatım tarzında sunar.

İnsanoğlu daima hem bir içeriğe hem de uslüba sahip olamaz. Hepimizin bildiği “bir hayalim var” veya “korkunun kendisinden başka korkulacak hiçbir şey yok” gibi ünlü alıntıları örnek olarak ele alabiliriz. Bu alıntılar konuşmalardan aktarılmıştır, fakat bizim sadece hatırladığımız bu bir kaç kelime.

Allah azze ve celle’nin mübarek kelamı olan Kur’an hem içeriği hem de anlatım tarzını (üslubu) daima muhafaza edilmiştir. Bu ayetler üzerinde mütevazi bir şekilde düşünürsek, bizde bir nebze olsun onlardan nasiplenebiliriz.

Allah bize bu kitabın dostlarından olmayı nasip etsin,
Amin.

Çeviri: gencmuslumanlar.com

Benze Yazılar

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu